19 Nisan 2012 Perşembe

Tarih Üzerine Muhabbet

         Tarih tekerrürden ibaret midir? Tam kestiremesem de farklı sayılmaz.En azından biz Türkler için bu böyle.Çinlinin oyunu , arabın oyunu , rusun oyunu , ingilizin oyunu , çakma ingiliz amerikanın oyunu ....
Liste uzar gider ama oyunlar aynı.Demek ki biz tarihimizden ders almıyoruz.
         Zaten en belirgin özelliğimiz değil midir ders almamak? 17 Ağustos depreminden ders aldık mı ? Hayır!
         Neyse biz tarihimize geri dönelim.Tarih sahnesine ne zaman çıktığımızı tam kestiremesek de 3000 yıldan fazla bir tarihimizin olduğu bilinmekte.Tarih yazıcılığımız olmadığından tarihimizin ilk yıllarını çin kaynaklarından öğreniyoruz ki bu kaynakların tarafsızlığı tartışılır.
        Yazılı olarak ise Göktürk Devleti devrinden kalan Orhun Abideleri ilk yazılı eserimiz olarak kabul edilir.Lakin 1970 yılında bulunan bir höyükten çıkan tabak herkesi şaşırttı.
         "Tigin yirmi üçünde öldü.Esik halkının başı sağolsun." Bu yazı herkesi şaşırtmıştı çünkü milattan öncesine ait yazılı bir eser bulunmuştu Türkler tarafından yazılan.

          Belki kendi tarihimizi düzenli olarak yazsaydık daha çok bilgiye sahip olabilirdik.Tabi Türklerin tarihlerini bir kenara yazmalarında önlerinde büyük engeller vardı.En önemlisi ise göçebe olmalarıydı.At üstünde doğup , büyüyüp , ölen bir millet için göç zamanlarında hızlı hareket etmek önemlidir.Göçte geç kalınırsa ölüm kaçınılmaz olur..Sözüm odur ki , o dönemde kitap ve türevlerini yazmak Türkler için en son akla gelebilecek bir durumdu.
         Türklerden geriye yazılı hiçbir şey kalmadı mı ? Hayır fazlasıyla kaldı. Gök Tengri'ye inanan Türkler, duvarlara kendi eserlerini bıraktılar.Evet , Türklerde duvar resimciliği hatta bu duvarlarda bir kaç satırlık yazılar vardır.Bu duvarları ise , Tanrı Dağlarından tutunda Anadoludaki dağlara kadar geniş bir coğrafyada bulabilirsiniz.Ve resmedilenler birebir benzerlik göztermektedir.Bu resimlerde Türk yaşayışı gözler önüne serilir.

        Kam - kurban törenleri ve  ok süvariler ilk göze çarpan ortak çizimlerdir.Bu duvar resimlerindeki kayaların yaşı incelendiğinde tarihimizin 3000 yıldan fazla olduğu ve Anadolu'ya 1071'den önce geldiğimiz ortaya çıkar.
      Tarihimiz bu kadar köklüyken bize bu tarihi unutturmaya çalışanlara nasıl inanırız? Hatta tarihimizi satmaya kalkanlara nasıl güveniriz ? Yeni çıkan düzenleme ile müzelerdeki eserleri satmanın vatanı satmaktan farkı nedir?
      Bu sorulara kendiniz cevap bulun.
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder